Kitap, insanlığın dönüşümünü de içerisinde barındıran teknolojik devrimi nasıl anlamak, yorumlamak ve biçimlendirmek gerektiğine dair bilgiler içermektedir.
Dördüncü sanayi devrimi, bir başka adıyla "Sanayi 4.0", yapay zeka, robotik, nesnelerin interneti, özerk taşıtlar, 3D yazıcılar, nanoteknoloji, biyoteknoloji, malzeme bilimi, enerji depolama ve kuantum bilgi işlem gibi yeni teknolojik atılımların çok farklı alanlarda iç içe geçerek insanlara, şirketlere, ülkelere ve dünyaya katkı sağlayacağı bir yapıdır. Kitap, teknolojinin ekonomik, sosyal, kültürel ve insani bağlamları nasıl yeniden biçimlendireceği ve bununla ilgili kapsayıcı ve küresel bir ortak görüşü sunmaktadır.
Derin Değişim -Teknolojinin Dönüm Noktaları ve Sosyal Etkisi başlıklı araştırma raporuna göre 23 teknoloji noktaları;
- İmplante Teknolojiler
- Dijital Varlığımız
- Yeni Arayüz olarak Görüş
- Giyilebilir İnternet
- Her Yerde Mevcut Bilgi İşlem
- Cebinizdeki Süper Bilgisayar
- Herkes İçin Depolama
- Nesnelerin İnterneti ve Nesneler İçin İnternet
- Bağlantılı Ev
- Akıllı Şehirler
- Kararlar İçin Büyük Veri
- Sürücüsüz Otomobiller
- Yapay Zeka ve Karar Alma
- YZ ve Beyaz Yaka İşler
- Robotik ve Hizmetler
- Bitcoin ve Blockchain
- Paylaşım Ekonomisi
- Devletler ve Blockchain
- 3D Yazıcılar ve İmalar
- 3D Baskı ve İnsan Sağlığı
- 3D Baslı ve Tüketici Ürünleri
- Tasarım Canlılar
- Nöroteknolojiler
İçinde bulunduğumuz dijital dünyada kitap sadece bilişim ile ilgilenen bireylere değil, herkese hitap etmektedir.
Arka Kapak
Her şeyin ötesinde bu kitap teknoloji ile toplumun nasıl bir arada var olduğunu vurgulamayı amaçlıyor. Teknoloji, üzerinde herhangi bir kontrolümüz olmayan dışsal bir kuvvet değildir; "kabul et ve birlikte yaşa" ile "reddet ve onsuz yaşa" arasında ikili bir tercihle kısıtlanmış değiliz. Bunun yerine, dramatik teknolojik değişimi kim olduğumuz ve dünyayı nasıl gördüğümüz üzerinde derinlemesine düşünmek için bir davet olarak almalıyız.
Teknolojik devrimden nasıl yararlanacağımız üzerinde ne kadar çok düşünürsek kendimizi ve bu teknolojilerin içerdiği ve mümkün kıldığı temelde yatan sosyal modelleri o kadar daha iyi inceleyebilir ve bu devrimi dünyanın durumunu iyileştirecek tarzda biçimlendirme fırsatına o kadar çok sahip olabiliriz.
Dördüncü sanayi devrimini, onun bölücü ve insanlığa zarar verici olmaktan çok insanı güçlendirici ve insan odaklı olmasını sağlayacak şekilde biçimlendirmek sadece tek bir sosyal paydaşın ya da sektörün veya herhangi bir bölge, endüstri ya da kültürün görevi olamaz.
Bu devrimin temel ve küresel doğası onun bütün ülkeler, ekonomiler, sektörler ve insanları etkileyeceği ve onlar tarafından etkileneceği anlamına geliyor. O nedenle akademik, sosyal, politik, ulusal ve sektörel sınırların ötesine geçen çok paydaşlı işbirliğine dikkat ve enerji yatırmamız belirleyici önem taşıyor.
Bu etkileşimler ve işbirlikleri olumlu, paylaşılan ve umut dolu anlatılar yaratmak ve dünyanın her yerinden bireylere ve gruplara gelişmekte olan dönüşümlere katılma ve bunlardan yarar sağlama imkanı vermek için gereklidir.