Nermin Yıldırım kaleminden ilk okuduğum kitap Unutma Beni Apartmanı. "Çok eskiden, tarih kadar eski bir zamanda, bir yerlerde öyle büyük bir boşluk açılmıştı ki, kaybını kaldıramayacaklarımın varlığına da tahammül edemez olmuştum." cümlesinin zihinde yarattığı etki ile başlıyor.
Hayatını hayalet yazar olarak sürdüren roman kahramanı o güne kadar hiç görmediği annesinin sesini beklenmedik bir telefon ile duyduğunda başlıyor yeni serüveni. Ömrü boyunca kendisinden vazgeçenleri, kendi vazgeçtiklerini, kaçırdığı fırsatları, kuramadığı yakınlıkları gözden geçiriyor.
Nermin Yıldırım, roman kahramanının hayatı ekseninde, toplumsal ve siyasi yönden ülke gerçeklerine değiniyor. Ve okura sorular soruyor: İnsan ne zaman kendisi olur? Mutluluk diye bir şey var mı? Peki ev diye bir yer var mı? Çok mu uzakta?
Kitap, terkedenler ve kalanlar üzerine de okuyucuyu düşünmeye sevk ediyor.
Arka Kapak
Annesinin sesini ilk kez kırk üç yaşında, o da bir telefon konuşmasında duyan bir kadının hikâyesi bu. Yıllar sonra hiç beklenmedik bir zamanda ve beklenmedik bir biçimde, henüz bebekken kendisini terk eden annesinin telefonuyla hayatını tekrar gözden geçiren kırk üç yaşındaki Süreyya’nın hikâyesi. Süreyya’nın yalnızlığının tarihinden hareketle, yakın Türkiye tarihinin, ölümlerin, bitişlerin, yok oluşların hikâyesi.
Yıllar sonra ortaya çıkan annesinin anlattıklarının yarattığı duygusal karmaşayla birlikte, annelik mevhumunun kendisi için ifade ettiklerini sorgulamaya başlayan Süreyya, annesinin yokluğundan ve bu yokluğun yarattığı diğer eksikliklerden
hareketle kendisini terk edenleri, terk ettiklerini, kaçırdığı fırsatları, kuramadığı yakınlıkları, kısacası kırk üç yıllık hayatını
gözden geçiriyor. Dokunmadan adlı son romanıyla okurların yüreğine dokunan Nermin Yıldırım’dan çok katmanlı bir ilk roman.