Sosyal medya tavsiyesi ile adı ve kapak tasarımından etkilenerek aldığım ve bir solukta okuduğum bir kitap. Yazar, sürükleyici öyküleri ile hayata kısa bir mola vermenize sebep olabilir. Kitap, serin bir Cumartesi, pırlantanı da taksana, at adam, süt, çamur ve beton, daha modern zamanlar, huzur apartmanı, No:6, bir kaplumbağa ve bir kelebek, bile isteye, lütfen yiyecek vermeyiniz, daha önce beslendiler, bir anlık bir şey ve istenmeyen şey olmak üzere 11 adet öyküden oluşmaktadır.
Arka Kapak
“İnsanlar ikiye değil, üçe ayrılıyor bence:
Yaşayanlar, yaşamayanlar ve bir de kendine ait bir yaşam kuramayanlar.”
Çöp poşetinde kemikler, havanda parçalanan tek taş bir yüzük, rakı kadehinde balık, memeden zorla ayrılan süt kuzusu, musalla taşında çilingir sofrası ve hayatı anlamaya, insanoğlunun varoluşsal tutarsızlığını çözmeye çalışan insanlar…
Orhan Murat Bahtiyar, kurduğu zengin öykü evreninde anlaması ve kabullenmesi zor değişim, kayıp, ölüm gibi kavramları irdeliyor. Yakın tarihimizin yönünü değiştiren toplumsal meselelerin içinden geçen hikâyeler anlatıyor.
İncelikle örülmüş kurgusu, sinematografik dili ve çok katmanlı yapısıyla anlatım biçimini de en az öykülerin içeriği kadar önemseyen Bahtiyar, tekdüze hayatların dikkatli bakıldığında ne kadar büyülü olabileceğini yalın bir dil ve kusursuz bir gerçeklikle, hayatın gündelik bir parçası gibi ele alıyor.
Etini Acıtmak, okuru düşünceye sevk eden, bittikten sonra da zihinde dönüp duran öykülerle edebiyatımıza yeni bir yazarı müjdeleyen bir ilk kitap.