22 Aralık 2024 Pazar

Yapay Zeka Devrimi

Bernard Marr, güncel ve araştırmaya dayalı yazıları ile Yapay Zeka alanında takip edilmesi gereken bir yazar. Yapay zeka devrimi zemininin hazırlanması, iş yaşamında yapay zeka, yapay zeka devrimine hazırlanmak kısımlarından oluşan kitabı dikkate değer.

Arka Kapak

Dev çokuluslu firmalardan küçük yerel işletmelere kadar her şirket yapay zekâ devrimine hazırlanmak zorundadır. Yapay Zekâ Devrimi, yapay zekânın iş yaşamını nasıl etkileyeceğini açıklıyor ve işinizi yapay zekâ kullanmaya nasıl hazırlayacağınızı gösteriyor.
Yapay zekâ, müşterilerle akıllı bağlantılar kurmak, akıllı ürünler ve daha iyi düşünülmüş hizmetler geliştirmek, süreçleri otomatikleştirmek, iyileştirmek ve sonunda daha başarılı bir iş inşa etmek için heyecan verici yeni olanaklar sunuyor.
Yapay Zekâ Devrimi, size, işinizi başarıdan başarıya taşımak, performansı iyileştirmek ve daha güçlü bir şirket yaratmak için gereken bilgi ve araçları veriyor.
“Yapay Zekâ Devrimi, faaliyetlerini yapay zekâyla tümüyle dönüştürmek isteyen iş liderleri için eksiksiz bir rehber. Kitap, yapay zekâyı hayata geçirecek bütünsel bir şirket stratejisi belirlemek ve uygulamak için kapsamlı bir çerçeve sunuyor.”
David Carmona, Microsoft Yapay Zekâ Genel Müdürü
“Bu baş döndürücü AI kullanım ve geliştirmeleri yelpazesi karşısında, bu teknolojiyi bizlere tanıtan ve işimizde nasıl kullanabileceğimizi gösteren böyle dosdoğru bir rehbere sahip olmak harika bir şey. Yapay Zekâ Devrimi, AI geleceğinde yer almak isteyen her yöneticinin mutlaka okuması gereken bir kitap.”
Gary Shapiro, Consumer Technology Association Başkan ve CEO’su

8 Aralık 2024 Pazar

O Ana Adanmış

 

John Berger severler için geçmiş seçkilerinin derlendiği, düşünsel dünyalarına katkı sağlayacak bir eser.

Arka Kapak

Metis Seçkileri - O Ana Adanmış, John Berger'ın on dokuz yazısını bir araya getiriyor. Kitap, bakma ve gördüğü üzerine düşünme tutkusu olan okura, günümüzün en özgün eleştirmenlerinden biri olan yazarın temsil edici ürünlerinden bir seçki sunuyor. Berger'ın ilgisi, kent sokaklarından Robin heykellerine, gazete fotoğraflarından kitle gösterilerine kadar çok çeşitli görünümlere uzanıyor. Ancak ele aldığı konu ne olursa olsun yazar hayata dair yeni ve şaşırtıcı bir bakış açısı getiriyor bize...Eleştirel düşüncenin günümüzde ulaştığı yer neresidir? Yirminci yüzyıl, insanlık tarihinde sıklıkla görüldüğü gibi acı, baskı tahakküm ve sömürüyle doludur. Ama zamana karşı çıkarak, gözlemleri ve düşünceleriyle yaşadığımız dünyayı anlamamıza katkıda bulanan sayısız düşünürü de olmuştur bu yüzyılın...İşte Metis Seçkileri ile çağımıza yeni sezgiler getiren bu yazarlardan temsil edici örnekler sunmayı amaçladık. Başka bir ülkede yaşayan bir yazarı Türkçe'de tanıtırken, söz konusu iki toplum arasındaki dil, kültürel birikim, yayınlanmış ve yayınlanmamış öncüller gibi farklılıkların getirdiği güçlükler var. Türkiye'deki okuma ortamının kendine özgü koşullarını göz önünde tutarak hazırladığımız seçkilerle bu güçlüğü aşmak, eleştirel düşünceyi Türkçe'de tartışılabilir kılmak istiyoruz.

1 Aralık 2024 Pazar

Kutlama

Dergi yazıları ile tanıdığım yazar, sosyal medya hesabı üzerinden kendisine iletilen yorumlara da büyük bir nezaketle karşılık veren ve ürettiği eserlerin de desteklenmesini hak eden biri. Kutlama, oyun tadında bir kitap, olay örgüsü ve karakterleri merak uyandırıcı...

Arka Kapak

 “Sadece oyundan çıktım. Artık bir bedene ihtiyacım yok.”
Bir arkadaş grubu Baraka Otel’de buluşur ve geçmişin defterini açtıkları masada hem onlar hem de okur için bitmek bilmeyen bir hesaplaşma baslar. Sonrası ambulanslar, öte dünyadan gelen kısa mesajlar, arafta
sıkışanlar... Aslında neredelerdir, gerçekten o masada oturuyorlar mıdır, yoksa tüm bunlar onları uzaktan izliyor gibi görünse de geçmişin ve geleceğin hâkimi anlatıcının zihninde mi olup bitmektedir? Ezgi Ayvalı,
ikinci romanı Kutlama’da, yalnızca oyunsu bir metin inşa etmekle kalmıyor, aynı zamanda roman kişilerinden her birine sırayla tuttuğu sahne ışığıyla, oyunu metnin kendisi haline getirerek kurmacanın romanını yazıyor.

Artık ne yapıp etseler ölemeyeceklerdi ve bu, bir fikir olarak bile pek çok şeyi de beraberinde götürüyordu. Artık korkmuyorlardı ve beklentileri de kalmamıştı. Mutlu falan da olmayacaklardı çünkü mutsuzluk veren her şey tamamen ve sonsuza kadar ortadan kalkmıştı. Artık ölmeyeceklerdi ama yasamayacaklardı da. Bir bekleme salonunda oturup hiçbir şey beklememek gibi, bası sonu olmayan bir rüyanın içine hapsolmuşlardı. O kadar uzun baktılar ki sonunda gözleri karanlığa alıştı.