19 Ekim 2025 Pazar

Yapay Zekanın Kısa Tarihi

17 bölümden oluşan kitap 9. bölüm itibarıyla derin yapay zeka hakkında bilgilendirme yapıyor. Jenerik yapay zekadan birkaç seviye ötesine dair nitelikli bilgiler ile karşılaşabilirsiniz.

Arka Kapak

Uzun zamandır robotların, otomasyonun, yapay zekânın varlığından korkup kaçıp bir yandan da bu varlığın hayaline kapılıp
büyüleniyoruz. Ödüllü yazar Michael Wildenhain da en başa gidiyor ve yapay zekânın gerçekten de kendi bilincini geliştirip
geliştirmediğini sorguluyor. Yazar, Kasım 2022’de ChatGPT’nin de sahneye çıkmasıyla birlikte kullanımına dair tartışmaların zirve
yaptığı yapay zekânın gelişimini ve alımlanmasını birkaç merkezde incelemeye alıyor: Mary Shelley, Johann Wolfgang von Goethe
gibi yazarlardan Herbert A. Simon, Allen Newell ve Alan Turing gibi programlamanın öncülerine ve Gottlob Frege ve John Rogers
Searle gibi filozoflara kadar giderek yapay zekânın gelişimini anlatıyor ve en önemlisi geleceğini tartışıyor. Yapay Zekânın Kısa Tarihi,
ilk bilgisayarın ortaya çıkışından nörolojik ağlara kadar pek çok alanda kuş bakışı yolculuk yapabileceğimiz çokdisiplinli ve
disiplinlerarası bilgilerle dolu, müthiş bir kılavuz.
“Yapay zekâ, silahları otomatik olarak ateşleyemediği sürece insanların hayatta kalıp kalmayacağına insanlar karar verecek. Yine de akıllı makinelerin
insanlığın karşısına geçip geçmeyeceği konusuyla ilgilenmemiz gerekiyor. Yazar Michael Wildenhain, kısa süre önce yayımlanan kitabında yapay
zekâ sistemlerinin ne derece zeki olduğu ve bir bilince sahip olup olmadığı üzerinde duruyor. Yazar, bilgisayar bilimi ve felsefe kaynaklarından
yararlanırken edebi unsurların da içeriğe akmasına izin veriyor. Son kertede, ruhsal varlıklara inanılması durumunda makinelerin bilincinin olduğuna
inanılabileceğini söyleyerek tartışmayı teolojik alana havale ediyor…” Jutta Blume, Neues Deutschland
“Durumu ‘Bilgisayarlar edebiyatı yaratmaz ancak yapay zekâ fikrinin babası edebiyattır,’ ifadesiyle özetleyen Wildenhain, kitabında yapay zekânın
geçirdiği ‘uzun kış’ın ardından 2022 yılında ChatGPT’nin sahneye çıkmasıyla birlikte makinelere yönelik beklentilerin ve korkuların yeniden
canlandığına değiniyor…” Cornelius Wüllenkemper, Frankfurter Allgemeine Zeitung

5 Ekim 2025 Pazar

Bekle Beni

 

Haklı olarak mahkum edilmek, haksızlık yapılmasından daha iyi midir? Sokrates yanılmış mıdır?

Beklemek, özlemek, beklemek, özlemek zorunlu bir Oblomov'luk yükler mi bireylere?

Arka Kapak

Polisler Selim’i alıp götürdüler. Gitmeden önce Leyla’ya son bir kez sarıldı, kulağına fısıldadı: “Güçlü ol Leyla. Bu da geçecek.” Ama ikisi de biliyordu ki önlerinde zorlu ve belirsiz günler vardı. Selim’in yokluğu evin her köşesine sinmiş, sessiz bir çığlık gibi Leyla’nın yüreğini dağlıyordu. Her şey bir anda değişmişti, geri dönüşü olmayan bir noktaya gelinmişti, bir uçurumun kenarındaydılar, düşüş başlamıştı.
 
Zülfü Livaneli’den bir aşk ve direniş hikâyesi: Bekle Beni.
 
Leyla ile Selim, aşkın coşkusuyla bir hayat kurmak için mücadele ederlerken kendilerini türlü zorluğun, ayrılığın içerisinde bulurlar. Bir yanda birbirine kavuşma telaşı, diğer yanda özgürlük mücadelesi onları roman boyunca farklı yerlere sürükler. Aşkları direnişlerini besleyecek, direnişleri de aşklarını güçlendirecektir.
 
Aşkı, dostluğu, aile bağını ve özgürlük tutkusunu ince ince ören Bekle Beni; bir ülkenin özgürlük yolunda çektiği zorlukların, baskıya karşı girişilen mücadelenin, direnmenin, yalnız bırakılmanın ve dayanışmanın romanı.
 
Livaneli’nin eşsiz kaleminden…