Geçtiğimiz haftasonu keyifli bir pazar günü geçirmek üzere gittiğimiz Polenezköy yolunda kıymetlim İlayda bana ithafen yazmış olduğu mektubu elime bıraktı, dayanamayıp o anda okuduğum mektubu, daha sonra tek başıma kaldığımda defalarca okudum ve hissettiğim sıcaklığı kelimelere sığdıramayacak kadar duygulandım. İlayda'nın bu bana yazdığı ilk mektup olmamakla birlikte mektuplarına cevap verme durumum O'nun hayatıma girmesi ile birlikte başlayan yazma serüvenime büyük etki sağlamış bulunmakta. Kız arkadaşlarınız biyolojik olmayan kardeşlerinizdir cümlesinin bendeki cevabı olduğu için kendimi çok şanslı hissediyorum.
Mektubunda bana sevimli bir sitem ile başlamış ama ben biliyorum insan nazının geçtiği sevdiklerine sitem eder. Mektuplarımızın vazgeçilmez konusu olan zamanın tazı misali hızlı oluşu ile devam etmiş, evet canım zaman çok hızlı ama hızla akıp giden zaman sürecinde önemli olan ne kadar kaliteli zaman geçirdiğimiz ve hayatımızı ne kadar dolu dolu yaşadığımız oluyor. Bu yılın ikimiz içinde bereketli geçmeye devam ettiğini düşünüyorum. Seyehatlar, gezmeler, tozmalar, yeni başlangıçlar, akademik verimlilik vb. birçok alanda yoğun zamanlarımız oldu. Evet, aramıza masafeler de girdi ama biz seninle aslında o mesafelerin hiçbir şekilde sorun yaratmadığını kanıtladık, yaşadığım talihsiz kaza sonucu bile yılmadan ve hayattan kopmadan seni Londra'ya ziyarete geldiğim günleri hiçbir zaman unutabilmem mümkün değil. Biz aslında her daim birbirimizi gönlümüzde hissediyoruz.
Bazen bu kadar yoğunluğun içinde kendimden üçüncü bir şahıstan bahsedercesine bahsetmek istiyorum, hatta hayat serüvenimde her gün her dakika karşılaştığım olaylarda sanki ilk kez bir yerine ağrı saplanan biri gibi neyin bana iyi geleceğini, çözümümün ne olacağını bilmiyorum hatta birisi ilacın şu dediğinde hayır bu kadar basit değil diye haykırmak istiyorum. Sonra durup düşünüyorum yaş ilerledikçe aslında insan umursamıyor çok şeyi ya da ne de olsa hallolur gözüyle bakıyor diye kendimle çelişiyorum. Sonuç olarak şunu belirtmek isterim ki o kafadaki deli sorular hiçbir zaman gitmiyor hatta yanına yenilerini ekletiyor.
Senin gibi gezip, görmeyi, yeni kültürler ile tanışmayı seven birinin baktığı yerlerde her daim güzellikler olsun, kurban bayramı tatilin müthiş, çılgınca hikayelerle dolu geçsin:)
Seni çok özlüyorum, bir süre günün tamamını birlikte geçirdikten sonra ara ara görüşmek beni de çok etkiledi. Her seferinde seninle nasıl hasret giderebileceğimi düşünüyorum, sence hasret giden birşey midir?
Hayatımızda sürekliliği olan bütün yeni başlangıçlarımızda Allah bize güç kuvvet versin ve hepsinden alnımızın akıyla çıkabilelim. Hayatta her şeyin bir zamanı olduğunu düşünen ben hayırlısı ile olacaklar için o zamanı beklemenin doğruluğuna inanıyorum hiç bir olay ve/veya olgu için acele etmeye gerek olmadığını düşünüyorum. Ne demişler su akar yolunu bulur... Seni kocaman kucaklayorum:)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder