Kitap, makul bir şüphecilik, her şey genlerde mi bitiyor, nedenler ve sonuçları, ders kitaplarındaki bir hikaye, toplumsal eylem olarak bilim sorularının yanıtlarını geniş bir perspektif ile okuyucusuna sunmaktadır.
Altını çizdiklerim;
Savaş alanı insanların kafalarının içidir ve savaş bu alanda kazanıldığı takdirde toplumun huzuru ve sükuneti garantilenir.
Huzur nihai toplumsal faydadır ve adalet ancak huzura hizmet ederse önemlidir.
Şüphecilikle kinizm arasında bir fark vardır; ilki eyleme, ikincisi sadece edilgenliğe yol açabilir.
İnsanlar dünyanın değişmesini engelleyemez, ancak uygun toplumsal örgütlenmelerle bu değişimi daha faydalı bir yöne kaydırabilir ve belki de kendi türünün yok oluşunu birkaç yüz bin yıl geciktirebilir.
Arka Kapak
Her politik felsefe bir insan doğası teorisiyle başlamak zorundadır.
İdeoloji Olarak Biyoloji, kökleri on dokuzuncu yüzyıldaki sosyal Darwinizme uzanan ve toplumun özelliklerinin, üyelerinin bi reysel özelliklerden kaynaklandığını ve bu özelliklerin de üyelerin genlerinde bulunduğunu kabul eden sosyobiyolojiyi odağına alarak, modern bilim ideolojisinin bizi yönelttiği hatalı yolları inceliyor. Bilimin sınırlı olduğunu kabul ederek, doğanın zenginliğini yeniden keşfetmemizi ve bilimin gerçek değerini takdir etmemizi sağlıyor.
Dünyanın önde gelen bilim insanlarından R. C. Lewontin yayımlandığı yıl büyük ses getiren kitabında, Stephen Jay Gould ve Peter Medawar'la aynı doğrultuda, "saf bilimin" toplumsal ve siyasi ihtiyaçlarla varsayımlar tarafından nasıl şekillendirilip yönlendirildiğini irdeliyor.
"Bilim insanları, yaşama bilim insanları olarak değil, ailenin, devletin, üretken bir yapının içindeki toplumsal varlıklar olarak başlar ve doğaya toplumsal deneyimlerinin şekillendirdiği bir mercekten bakarlar... Bilim, kendinden önceki Kilise gibi, her tarihsel devirde toplumun baskın değerleriyle görüşlerini yansıtan ve perçinleyen bir toplumsal kurumdur."