28 Haziran 2013 Cuma

Bir Cihan Kafes

Bir Cihan Kafes ile İclal Aydın ilk romanını okuyucusuyla buluşturmuş bulunmaktadır. 

Zorba, itaatkârın üzüntüsüyle beslenir...

"Sevgin direğimiz, üzerimize saldığın korku çatımız olmuş meğer. Mutsuzluğumuzdan örülü bir devlet yaratmışsın hepimize.

Sen en çok beni severdin ya.

En çok beni köle yapmışsın kendine." Samire, Yaşar, Lorin.

Birbirlerinin gölgesinde saklanan, birbirlerinin masalını yazan üç küskün kadın.

Yaraları doğuştan, lanetleri miras...

Yalnızlığın kuyusunun başından ayrılmadan, kederlerinin yankısını dinlediler.

Her masalın sonu gece değildi elbet.

Üç, ikiden ve dahi birden iyiydi.

Ve her yanlışın doğrusu kendi içinde gizliydi.

Kanadı kırık üç kadın, ödedikleri ağır bedellerin karşılığını, içinde çırpınıp durdukları, kapısı açık olsa da çıkıp gidemedikleri gölge kafeslerinde bekledi. İhtiyaç duydukları inanç, temize çekecekleri geçmişte saklıydı.


3 farklı kuşağın sürükleyici ve birbirleri ile bağlantılı yaşamlarını bir solukta okumak isteyeceksiniz. Kitabın okuyucuda bıraktığı samimi izler hayatın içinden yaşanmışlıklarla kendini göstermektedir.

27 Haziran 2013 Perşembe

Kardeşimin Hikayesi

Kardeşimin Hikayesi, Zülfü Livaneliden nefes kesen bir roman olarak karşımıza çıkıyor...

Sakin bir balıkçı köyünde genç bir kadının cinayete kurban gitmesiyle başlar her şey. Dünyadan elini eteğini çekmiş emekli inşaat mühendisiyle genç, güzel ve meraklı gazeteci kızın tanışmasına da bu cinayet vesile olur. Kurguyla gerçeğin karıştığı, duyguların en karanlık, en kuytu bölgelerine girildiği hikâye, daha doğrusu hikâye içinde hikâye de böylece başlar.

Kardeşimin Hikâyesi aşkın mutlulukta ulaşılacak son nokta olduğuna inananları bir kez daha düşünmeye davet eden, aşka, aşkın karmaşıklığına ve tehlikelerine dair nefes kesen bir roman. Her sayfada yeni bir gerçekliği keşfedecek, kuşku ile kesinliğin sınırlarında dolaşacaksınız.

Mantıksız gibi geliyor ama o sabah uyandığımda tuhaf bir haber alacağımı biliyordum. Karadenizin lacivert dalgalarıyla baş başa kalmış olan bu ıssız köyde geçen her gün birbirinin aynısı olduğu için burada insanların heyecanla konuşacağı olaylara pek sık rastlanmazdı. O günün de ötekiler gibi sessizce akıp gitmesi gerekirdi ama galiba başka şeyler olacaktı. O mahmur sabah saatlerinde bir cinayet haberi alacağımı bilmiyordum elbette ama bir haber gelecekti. Daha yataktan çıkmamıştım, gözlerim kapalıydı, arkalarında fosforlu çizgiler bırakarak yıldırım hızıyla hareket eden mor tavşanları izliyordum. 


Dikkatli bir şekilde okunduğunda katilin ilk sayfalarda anlaşıldığı kitap, birbirinden farklı hayatlara yakıştırdığı farklı sonlar ile okuyucuyunun tatmin olmasını sağlamakta.