20 Ağustos 2023 Pazar

Karakter Aşınması

Sennett kitabında, yeni kapitalizmin insanın karakterine yönelik saldırısı sürüklenme, eski kapitalizme ait bir kötülük rutin, zamanın yeniden yapılandırılması esneklik, modern emek biçimlerini kavramanın zorluğu okunaksız, risk almak nasıl kafa karıştırıcı ve bunaltıcı bir deneyim haline geldi, iş etiği nasıl değişti, başarısızlıkla başa çıkmak, işin açtığı yaralara bir çare: cemaat tehlikeli bir zamir bölümleri ile zihinleri öğretici ve düşündürücü bir yeniden yaratım sürecine sürüklüyor.

Arka Kapak

Yeni ekonomik düzenin büyülü sözcüğü "değişim"in doğası nedir; insanlara nasıl yansıyor? Her zaman kısa vadeye endeksli bir ekonomide kişi nasıl kalıcı değer ve hedeflere sahip olabilir? Her an parçalanan veya sürekli yeniden yapılanan kurumlarda, kişi kendi kimliğini ve yaşam öyküsünü nasıl oluşturabilir? Küreselleşme olgusunu makro düzeyde inceleyen birçok kitap yayımlandığı halde, bu sürecin mikro düzeyi, insan karakteri üzerindeki etkileri pek az incelendi. Richard Sennett, Karakter Aşınması'nda bunu yapıyor. Ona göre sermayenin, günümüz ekonomisinin bütün dünyaya yayılmış dalgalı denizlerinde "hızlı kâr"ın dışında başka bir amacı yok; şirketlerini piyasadaki anlık değişimlere müdahale edecek biçimde esnekleştirip, yeniden yapılandırıyor. Kişilerden sürekli kendisini yenilemesini, seyyar olmasını, risk almasını, rekabet becerisini geliştirerek yırtıcı bir karakter edinmesini, takım çalışmasında uyumlu olmasını bekliyor. Ancak eski kapitalizmin rutin ve monoton yapısına karşı savunulan bu politikaya yakından bakıldığı zaman, sadece eski iktidar yapılarının rengini değiştirdiği görülüyor. Çalışanlar için esnekliğin anlamı ise yaşam boyu iş güvencesinin yok olması; sürekli iş ve şehir değiştirerek yön duygusunu yitirmek; istikrarlı işlerin yerini geçici projelere bırakması ve bir işten diğerine, dünden yarına sürüklenen yaşam parçacıklarından beslenen, rekabetin körüklediği "güvensizlik" ve "kayıtsızlık" duygusu... Ve bir de karakter aşınması... Oysa insan karakteri, duygusal deneyimlerimizin uzun vadeli olması ve başkalarıyla girdiğimiz ilişkilere yüklediğimiz etik değerler üzerinden gelişir. Karakter, içsel bütünlük, ilişkilerde karşılıklı bağlılık ve uzun vadeli bir hedef için çaba harcamak biçiminde kendini gösterir. Yeni kapitalizm ise güvenmeyi, bağlanmayı ve uzun vadeli planlar yapmayı kârlı bulmaz, reddeder. Sennett Karakter Aşınması'nda gelişmiş bilgisayarlarla üretilen ekmeğin kalitesinden çok, ekmeği yiyenlerin hayatına bakıyor ve soruyor: "Bu sistem insanın yaşamına değer ve anlam katıyor mu?" Ve ekliyor: "Değişim, kitlesel ayaklanmalarda değil, ihtiyaçlarını birbirleriyle paylaşan insanların arasında, toprakta yeşerir. İnsanları birbirleri için kaygılanmaz hale getiren bir rejimin, meşruiyetini uzun süre koruyamayacağından eminim".

"Sennett ikna edici bir biçimde, işçilerin gittikçe daha fazla yaşadığı güvensizliğin ahlaki bir kimliğin oluşmasını imkânsız kıldığını savunuyor... Karakter Aşınması keskin ampirik gözlemin ve yoğun etik tartışmaların mükemmel bir sentezi".
-Richard Rorty, Stanford Üniversitesi-

"Sennett'in, okurun içine işleyen çarpıcı kitabı esnek ve istikrarsız istihdama geçişi ele alıyor... Yazar, şirketlerin ambalajlarının şıklaşırken hainleşmesi meselesini değerlendirmemizi istiyor".
-Robert M. Solow, Massachusetts Teknoloji Enstitüsü-

11 Ağustos 2023 Cuma

Senin Hakkında Yedi Şey Düşündüm

 

Farklı bir arayış hikayesi. Yedi çeşit 'evet'e' odaklanabilirsiniz;

  1. Kendinizi, size emanet edilmiş bir küçük çocuk olarak görün.
  2. Nötr duyguları keyifli duygulara dönüştürün.
  3. Tüm engelleri ve güçlükleri kendinizi hatırlamak için bir fırsat olarak görün ve zor zamanlarda, trajik olaylar karşısında ve felaket durumlarında bir elmas gibi sağlam durun.
  4. Kendinizle bir başkasıyla tanışır gibi tanışın ve kendi huylarınıza, alışkanlıklarınıza dair meraklı olun.
  5. Her hareketinizi bilinçli yapın ve bütün eylemlerinizden haberdar olun.
  6. Kendinizi uzak amaçlara kaptırmayın.
Evet 7 değil ve fakat 7 çeşit 'hadi ordan'da' 4 adet ve senin hakkında yedi şey düşündüm de net 7 değil...

Arka Kapak

Bu kitabın baş kahramanı daima korku ve kaygı içinde yaşayan, hata yapıp durmaktan yorulmuş, zihninin içinde sürekli konuşan sesin esiri olmuş, kendine tapmak ve kendinden nefret etmek arasında gidip gelen bir insan. Bu kitabın baş kahramanı sizsiniz.

Bilge büyücü Mama Nono, kahramanımıza şöyle diyor:

“Kendini çok bilgili, kültürlü, incelikli ve zarif buluyorsun. Peki bütün bunlar anlamlı bir yaşam sürdürmen için yeterli mi? Edindiğin bunca fiyakalı fikir, zihnini değiştirebildi mi? Eğer öyleyse neden hayatın –günlük varoluşun– eziyet dolu, her an kargaşa ve kaos içinde? Arada tek tük neşeli, mutlu anların var, ama bunların dışında yaşamına neredeyse her zaman bir karabulut hâkim.”

Yedi yılda bir defa ve yalnızca yedi kişi için kapılarını açan gizemli bir manastırdan bir davetiye alsaydınız ne yapardınız?

Mama Nono’nun peşine takılın ve balta girmemiş bir ormanda, tehlikelerle dolu bir maceraya sürüklenin. Kendinizi hatırlamayı ve kendinizi izlemeyi öğrenerek zihninizi eğiteceğiniz bu yolculukta bir pigmeden:

• Gerçek bir insan olmanın yedi şartını

• Zihin gücünüzle bedeninizi ısıtmayı

• Yürüyüş meditasyonu yapmayı

ve bir prensten:

• Başka Türlülük Kanunu’nun nasıl işlediğini

• İçsel baş düşmanınızı ve içsel hayvanınızı nasıl bulacağınızı

• Zihinsel ve fiziksel acılarla baş etme yöntemlerini

• Rüyada uyanabilmenin yollarını öğreneceksiniz.

6 Ağustos 2023 Pazar

Gecikmeye Övgü


Helene L'Heuillet, Sorbonne Üniversitesi'nde felsefe doçenti. Raison publique dergisinin yayın kurulu üyesi.

Yazar, gecikmede dinamik bir kaygı yatar. O nedenle geç kalmak için zaman kaybetmemek gerekir. Fazla zaman kaybetmemek için gecikmekte acele etmek gerekir cümleleri ile okuyucuyu derin düşüncelere sürüklüyor. 

Geciken insanı kıskanç biri olarak tanımlıyor. Geciken insan kendi zamanını kıskanır, can sıkıntısı çeken kişinin karşıtıdır diyor. Can sıkıntısı zamanı öldürürken gecikme yaşatır. Canı sıkılan kişi ölüm ve garezin yakasını bırakmadığı bir katildir. Geç kalan zamana değerini teslim eder. İster bekleyen ister beklenilen olalım, zamanın değerini bütünüyle biliriz: Gecikme süreyi hissettirir, gerçeğe yeniden kavuşturur. Sahip olunamayana karşı sahiplenici olalım diyerek kitabını sonlandırmaktadır. 

Arka Kapak

Çağımızın hastalığı: Zamansızlık, her yere ve her şeye geç kalma korkusu... Oysa geç kalmak iyidir.

Hélène L’Heuillet Gecikmeye Övgü’de çocuklukta ısrar etmek, uykusuzluk, annelik, çalışma yaşamının katı kuralları gibi olgular üzerinden zaman(sızlığ)ın hissedilen yüzlerini tasvir ediyor ve hayatı daha iyi anlamak için geç kalmaya davet ediyor bizi.

“Geç kalmak tam bir saplantıya dönüştü. Öyle ki her şey bizi erkenciliğe sürüklüyor. Günümüzde çocuklar bile çocukluktan çıkmak için acele etmeliler; hızlı gitmeliler – okumayı hızlıca öğrenmeli, hızlıca ‘temel bilgilere hâkim olmalı’, oradan oraya hızlı gitmeliler. ‘Erken gelişen’ bir çocuk sahibi olmak bütün ebeveynlerin hayali. Ama yaygınlaşan erken gelişmişlik, giderek daha sık görülen erken ergenlik ve erken menopoz olarak da kendini gösterdiğinde oturup ağlıyoruz.”