31 Aralık 2022 Cumartesi

Bana Sıkıca Sarıl

Herkesin mutlaka okuması gerektiğini düşündüğüm bir kitap. Gerçek hayat örnekleri ile kurgulanması ve alternatif uygulama örnekleri içermesi sebebi ile de kişiselleştirmeye uygun bir kaynak olduğunu ifade edebilirim.

Arka Kapak

"Dr. Sue Johnson, bu kitabında, olgu örnekleriyle herkesin ilişkilerinde kolaylıkla uygulayacağı bir açıklıkta, çiftlerin duygularını nasıl düzenlediklerini ele alıyor. Bu eseri elimize alıp okumaya başladığımızda yakın ilişkilerde partnerimizi daha iyi hissedip daha kolay anlamaya başlayacağız, partnerimiz de bizi."
-Doç. Dr. Cebrail Kısa-

"Çiftler ve psikoterapistler için son derece önemli bir kitap, herkese öneriyorum."
-Harville Hendrix, PhD-

"Bana Sıkıca Sarıl araştırma bulgularıyla ilgili ve şefkatli bir klinisyenin pratik önerilerini çok iyi bir şekilde harmanlamaktadır. Bu masalsı kitap, daha iyi bir iletişim üzerinden birbirleriyle olmanın daha derin ve tatmin edici yolunu arayan çiftler için muhteşem bir kazanç olacaktır. Tebrikler!"
-Daniel J. Siegel, MD-

"Yirmi birinci yüzyılda çiftler için yazılmış, gerçekten yenilikçi ve çığır açan bir kitap."
-Barry McCarthy, PhD-

"Dr. Sue Johnson son otuz yıl içinde çift terapisine en çok katkıda bulunan kişidir. Bana Sıkıca Sarıl klasikler arasında yerini alacak, yüreğinize dokunacak, zihninizi harekete geçirecek ve evliliğinizi iyileştirmek için sizlere önemli ve günlük yaşamda uygulanabilir bilgiler verecektir."
-William J. Doherty, PhD-

Dr. Sue Johnson, Ottawa Çift ve Aile Enstitüsü (Kanada) ve Uluslararası Duygu Odaklı Terapi Merkezi'nin direktörü olmasının yanı sıra, Kaliforniya San Diego Alliant Üniversitesi'nde araştırma profesörü ve Ottowa Üniversitesi'nde klinik psikoloji profesörü olarak çalışmaktadır. Amerikan Evlilik ve Aile Terapisi Derneği tarafından verilen 'Çift ve Aile Terapisi Alanına Üstün Katkı Ödülü' de dahil olmak üzere pek çok kez onurlandırılmıştır.

25 Aralık 2022 Pazar

Siddhartha

 

Hayatta yapmam dediğim bir şeyi yapma isteğimin devamındaki süreçte bana tavsiye eden arkadaşım sayesinde tanıştığım bir diğer kitapta Siddhartha oldu. Tüm dinlerde, ırklarda, inanış biçimlerinde bireylerin benimseyebileceği akıcı bir edebi eser. 

Arka Kapak

Siddhartha

Dünya edebiyatının en güçlü kalemleri arasında değerlendirilen Alman asıllı yazar Hermann Hesse, Siddhartha kitabı ile milyonları etkilemeye devam ediyor. Okurları ile ilk kez 1922 yılında buluşan yapıt, Budizm’i Batı dünyası ile tanıştıran öncül eserler arasında yer alıyor. Hesse’nin en güçlü eseri olarak görülen Siddhartha, aynı zamanda yazarın Nobel Ödülü’nü kazanmasında da büyük bir rol oynuyor.

Yazarın 1910-14 yıllarında yaptığı Hindistan gezilerinin bir ürünü olan Siddhartha romanı, bölgedeki farklı dini inançları bir arada sunması bakımından eşsiz bir kaynak niteliği taşıyor. Ağırlıklı olarak Budizm ve Nirvana inancı üzerinde duran roman, olay örgüsü ve fikri zemini bakımından özünde dünyadaki yaygın inanç sistemlerini aynı potada buluşturuyor. Bu eseri okurken bir yandan başkahraman Siddhartha’nın sürükleyici yaşamına tanıklık edecek, diğer yandan ise din ve inançlara dair birleştirici fikirler edineceksiniz. 

Gerçeğe Ulaşma Yolunda Bitmeyen Bir Arayış

Hermann Hesse, Siddhartha karakterinin çıktığı yolculuklar üzerinden, Doğu inancına dair en merak edilen kavramlardan olan Nirvana’nın tanımını yapıyor. Tıpkı Buddha gibi gençlik çağlarında hayatın anlamını merak eden Siddhartha, yaşadığı bölgede hakim olan inancın bazı boşluklarını keşfediyor. Ve köy halkı onun babası gibi dini bütün bir Brahman olmasını beklerken, o aradığı hakikati bulabilmek için yaşadığı yerden ayrılmaya karar veriyor. Bu ayrılığın vesilesi ise köyü ziyaret eden Samanas adlı küçük bir dini cemiyet oluyor. Ancak Siddhartha’nın birlikte yola çıktığı Samanas grubu da bir süre sonra onun dini arayışını tatmin etmemeye başlıyor.

Bunun üzerine Siddhartha, bir süredir adını duyduğu Buddha’yı aramak için yeniden yola koyuluyor. Onu bulduğunda ise müritleri arasına katılarak Budizm inancının incelikleri öğreniyor. Fakat bir süre sonra bu durumdan da memnun kalmayarak arayışını sürdürüyor. Siddhartha, yolculuğu sırasında birden, bunca zaman takip ettiği yolun tersine yönelerek dünyevi yaşama adım atıyor. Uzun yıllar dünya zevklerine bağlı bir yaşam sürdükten sonra düşünceleri onu bir nehre yöneltiyor. Ve arayışına dair tüm ümitlerini kaybettiği anda, hakikatin izlerine burada rastlıyor. 

En Sevilen Kitaplara Hemen Şimdi Sahip Olun!

Dünya edebiyatının en güçlü yapıtlarından olan Siddhartha’yı yoksa siz hala okumadınız mı? Öyleyse bu değerli eseri kitaplığınıza eklemek için daha fazla geç kalmayın. Sepete özel avantajlardan yararlanmaya başlamak için Siddhartha’yı hemen şimdi sipariş verin! 

4 Aralık 2022 Pazar

Liyakat

Yazar, kamu, tüzel her alanda liyakatsizlik örnekleri ile içi boşalan bir kavramı gözler önüne seriyor. Bugün bu cennet vatanda yaşayan ve gidecek başka vatanı olmayanlar bedel ödeyecek ve hatta daha büyük bedeli ise gelecek nesiller ödeyecek. Yine de "enseyi karartmayacağız" ve insanlık olarak, gündelik siyasetin bulanık sularına girmeden ümitvar olacağız mesajı veriyor. 

Arka Kapak

İçi Boşaltılan Bir Ülkenin Hazin Hikâyesi
Cümleten başımız sağ olsun... Liyakat öldü!

Candaş Tolga Işık, cenaze namazı kılınan liyakatin nasıl öldürüldüğünü kaleme alıyor. Liyakat ilkesinin terk edildiği ülkemizde kurumların, kavramların, değerlerin özetle her şeyin içinin nasıl boşaldığını örneklerle aktarıyor.

Bir kurumun içinin boşaltılması denince hem medyanın hem de vatandaşın aklına ilk gelen ve dolayısıyla ilgisini esas cezbeden konu, o kurumun kasasının boşaltılması. Yolsuzluk, hortumculuk ya da vurgunculuk, adına ne derseniz deyin, bunların hepsi hukuken cezalandırılması gereken suçlar. Ancak en az onlar kadar önemli olan bir başka içini boşaltma yöntemi de, ülkemizde sıklıkla karşılaştığımız gibi eğitimden yargıya, bürokrasiden sanata, sağlık sisteminden sivil toplum örgütlenmelerine kadar tüm kurumların liyakatten mahrum ellere terk edilip, iradesinin siyasi yönlendirmelere teslim edilerek değersizleştirilmesi, itibarsızlaştırılması.”