12 Mart 2023 Pazar

Kadın

 

The Sunday Times yazar için "Osho, 20. yüzyılın 1000 ilahından biri..." diyor. Bilge kişiliği ve öğretileri tüm insanlığa katkı sağlamaktadır. Bireysel anlam arayışından, toplumun bugün karşı karşıya kaldığı sosyal ve politik en acil konular dahil olmak üzere birçok kategoride eserleri bulunmaktadır. Kadın ise dişinin gücü, erkeğin hikayesi, kadın özgürlüğü hareketi, cinsellik, evlilik, sevgi, ilişki, annelik, aile ve doğum kontrolü, yaratıcılık, beden, zihin, meditasyon bölümlerinden oluşan yol gösterici bir eseridir.

Arka Kapak

OSHO, Kadın: Vahşi Dişinin Doğuşu kitabında vahşi dişinin nasıl topluma ve sisteme uyum sağlamak zorunda bırakıldığını ve artık yeniden sahneye çıkması gerektiğini hatırlatır. Kadın olmanın hediyelerinden ve bu hediyeleri şefkatli şekilde kucaklayabilmenin yollarından söz eder.

Kalbin yolu güzeldir ama tehlikelidir. Zihnin yolu sıradandır ama güvenlidir. Erkek, en güvenli ve en kestirme yaşam tarzını seçmiştir. Kadın duyguların, hislerin, ruh hallerinin en güzel ama en sarp, en tehlikeli yolunu seçmiştir. Bugüne kadar dünya erkekler tarafından yönetildiği için kadınlar muazzam şekilde azap çekmiştir. Kadın, erkeğin yaratmış olduğu topluma uyamamıştır çünkü toplum mantığa ve nedenlere uygun olarak yaratılmıştır.

Benim insanlarda gözlemlediğim şey şudur: Kadınlar bilinçaltının derinlerinde, “Bak anne, ben de en az senin çektiğin kadar acı çekiyorum,” demeye devam ediyor. Erkekler sonradan kendilerine sürekli olarak, “Baba merak etme, hayatım en az seninki kadar mutsuz. Senden öteye geçmedim, sana ihanet etmedim. Tıpkı senin olduğun gibi, aynı mutsuz kişi olarak kaldım. Zincirin halkasıyım, geleneği devam ettiriyorum. Ben senin temsilcinim baba, sana ihanet etmedim. Bak, anneme yaptığın şeylerin aynısını çocuklarımın annesine yapıyorum. Bana yapmış olduğun şeyleri çocuklarıma yapıyorum. Onları, senin beni yetiştirdiğin gibi yetiştiriyorum,” demeye devam eder.

1 Mart 2023 Çarşamba

Palyatif Toplum

Toplumsal acının palyatif toplum metaforu ile muhteşem bir dille anlatıldığı Byung Chul Han'ın palyatif toplum kitabının özümsenmesini tavsiye ederim.

Arka Kapak

Günümüzde her yerde genel bir algofobi, acı korkusu hâkim. Acı toleransı da hızla düşmekte. Algofobi sürekli bir anesteziye yol açtı. Acı yaratacak her durumdan kaçınılıyor. Aşk acılarına bile şüpheyle bakılmaya başlandı artık. Algofobi toplumsal alana da uzanır. Acı verici tartışmalara yol açabilecek çatışma ve fikir ayrılıklarına ve çatışmalarına giderek daha az yer verilmektedir. Algofobi siyasete de yansır. Uyum ve uyuşma baskısı artar. Siyaset palyatif bir alana yerleşerek her türlü canlılığını yitirir. “Alternatifsizlik” siyasi bir ağrı kesicidir. Muğlak “orta yol” palyatif bir etki gösterir. Tartışmanın ve daha iyi savlar uğruna mücadelenin yerini sisteme uyma baskısı alır. Demokrasi-sonrası bir toplum yapısı yaygınlaşmaktadır. Bu palyatif bir demokrasidir. Palyatif siyaset acı verebilecek keskin reformlar ya da vizyonlar oluşturmayı beceremez. Bunun yerine sistemik bozukluk ve kırıklıkların üzerini örtmekle kalan kısa süre etkili ağrı kesicilere başvurur. Palyatif siyasetin acıya cesareti yoktur. Böylece her şey eskisi gibi devam eder.

— Byung-Chul Han