27 Şubat 2017 Pazartesi

İllüzyonel Pazarlama

İllüzyonel pazarlama, dijitalin yeni normal olduğu bir dünyada tüketicilerin bilinçaltına hitap ederek etkileşime ikna etmenin yeni tekniklerini aktarmaktadır.
Kitap, illüzyonel pazarlama yaklaşımını etkinliğini kanıtlamış hikayeleştirme (storytelling), kullanıcı deneyimi (user experince-UX) ve oyunlaştırma (gamification) teknikleri kullanarak tüketicileri markanıza bağlamayı ve müşteri sadakatini arttırmayı vaadediyor.
Pazarlamada insan odaklı davranışşal psikolojiden yararlanıldığı pazarlama 4.0 karmasında illüzyonel pazarlama; tüketicilerin bilinçli dikkatini çekmenin gittikçe zorlaştığı gerçeğinden hareketle bilinçaltına yani eski beyine hitap etme düşüncesine dayanmaktadır.
Kitap, dijital devrimde büyük resim, dijitalleşen dünyada markaların yeni sorunları, yeni silahları, illüzyonel pazarlama, hikayeleştirme, kullanıcı deneyimi, oyunlaştırma bölümlerinden oluşmaktadır. İlk olarak, dijitalleşmenin asıl vaadinin ne olduğu ve henüz çok başında olduğumuz bilgi çağında, bizi nelerin beklediğine dair ipuçları verilmektedir. Ardından bilgi okyanusları içinde tüketicilerin aktif ve bilinçli olarak dikkatini çekmenin zorlaştığı 'dikkat ekonomisi' anlatılmaktadır. Markaların bu çağda yaşadığı yeni zorluklar, pazarlamada tümüyle etkisizleşen teknikler ve yeni yönelimler incelenmektedir. Son olarak, "illüzyonel pazarlama teknikleri" olarak adlandırılan, markaların takım çantasındaki yeni araçlar, güncel örnekler ve eğlenceli bir üslupla incelenmektedir.

Arka Kapak

“Pazarlama biliminde son dönemde öne çıkan davranışsal psikolojinin önemini ortaya koyan İllüzyonel Pazarlama kitabı, güncel örnekleriyle akademik dünyaya ve iş çevrelerine yeni çağda pazarlama pratiklerini bir kılavuz niteliğinde anlatıyor...”

Marmara Üniversitesi; Prof. Dr. Serdar Pirtini

“Bu kitap size tüketicilerin bilinçaltına hitap etmeniz için nedensellik, analiz ve ispatların ötesinde derinlemesine teknikler sunan eşsiz bir kılavuz niteliğinde.”

Chief Scientist, Lithium Teknoloji; Dr. Michael Wu

“Dijitalleşmede gelecek yok! Çünkü gelecek zaten tamamen dijital...” dediğimiz şu günlerde, tam zamanında geldi İllüzyonel Pazarlama!Pazarlamanın P’siyle alakası olmadığını düşünenler dahi okumalı!..”

Fütürist; Ufuk Tarhan

“Birçok kaynak yakın gelecekte tükenecek, bunlar arasında akaryakıt, su ve dikkatimiz sayılabilir. Evet dikkat ekonomisi çağındayız ve insanların zamanı, odağı ve dikkati hiçbir dönem olmadığı kadar kısa.Peki, pazarlamanın olmazsa olmazı iletişim kanallarında bunu nasıl sağlayacağız? Çokça deneyim, biraz hikâyeler ve azıcık oyun; bence İllüzyonel Pazarlama için müthiş bir tarif. İnsanoğlu kadar eski olan bu yaklaşımlar günümüzdeki pazarlama iletişimlerinin tekdüzeliğini bitirecek ve geleceğini kurtaracak! Nasıl derseniz, kitabı çevirmeye başlayın, Adnan Ertemel hocamız size anlatsın.”

Oyunlaştırma kitabı yazarı; Ercan Altuğ Yılmaz

“Sadece pazarlama alanındaki insanları değil, pazarlamaya ilgi duyan herkesi içine çekecek, onlara yeni pencereler açacak bir kitap olmuş. Başta yazarı olmak üzere emeği geçen herkesin eline ve yüreğine sağlık.”

Yazar; Sinan Sülün

“Elinizdeki kitap dijitalleşme farklı boyutlara evrilirken işin mutfağından teknikleri öğrenmek, nereden nasıl başlayacağım sorularına cevap almak için en doğru kaynak.”

Google Developer Expert on UX; Oytun Eren Şengül

21 Şubat 2017 Salı

Beyin Senin Hikayen

Bu kitap, beyninin yaşadıklarınla birlikte nasıl şekillendiğinin ve yaşamının beynin tarafından nasıl şekillendirildiğinin hikayesi. İnsanlarla yaptığınız günlük konuşmalardan kültür birikiminize kadar, yaşamınız boyunca kazandığınız bütün deneyimler, beyninizdeki mikroskobik ayrıntıları biçimlendirir. Nöral açıdan bakıldığında kim olduğunuz, nerede bulunmuş ve neler yapmış olduğunuza bağlıdır. Beyniniz yorulmak bilmeden biçim değiştirir ve sahip olduğu devreler sistemini sürekli olarak yeniden kurar. Deneyimleriniz benzersiz olduğundan, beyninizdeki nöral ağların içerdiği geniş ve ayrıntılı örüntüler de benzersizdir. Beyniniz yaşamınız boyunca değişmeye devam edeceğinden, kimliğiniz de aslında yer değiştiren bir hedeften farksızdır; nihai varış noktası yoktur.
Kitap, bir nörobilimcinin gözünden insan olmanın anlamını sorgulamaktadır. Yazar aynı zamanda  The Brain isimli belgeselin hazırlayıcısı ve sunucusudur. Zaman algısı, görme, sinestezi ve nörobilimin hukuk sistemi ile kesişimi, Dr Eagleman'ın üzerinde çalıştığı başlıca konulardır. 

Arka Kapak

Büyük ilgi gören kitabı Incognito ile nörobilimi geniş kitlelerle buluşturan David Eagleman, bizi içimizdeki kozmosa doğru hızlı ve nefes kesici bir yolculuğa çıkarıyor: Gerçek nedir? "Sen" kimsin? Nasıl karar veriyorsun? Beynin neden başkalarına ihtiyaç duyuyor? Teknoloji "insan olmak"ın anlamını değiştirebilir mi?

Durak durak ilerleyen bu büyüleyici yolculuk ekstrem sporlar dünyasından ceza hukukuna, yüz ifademizden beyin ameliyatlarına, içgüdülerden ölümsüzlük arayışına kadar uzanıyor. Yol üstünde, muazzam karmaşıklık barındıran beyin hücreleri ve onları birbirine bağlayan trilyonlarca sinirin arasında görmeyi pek de beklemediğiniz bir şey beliriyor: kendiniz.

"Nörobilimin dahice yazılmış hali. Soluksuz okunuyor."
-Guardian-

5 Şubat 2017 Pazar

Huzursuzluk

"Beni alıp tekrar karnına soksan bile koruyamazsın anne!" Hüseyin'in annesine söylediği tuhaf ama bir o kadar da etkileyici bir cümleydi...
İsmail'in Meleknaz'ın hikayesine duyduğu saf ve derin tutku, hırslı, kariyer, mal mülk düşkünü, batı özentisi ile yaşayan insanların gölgesinden sıyrılmak istemesidir. Tüketen insanın üreten insandan daha değerli olduğu bu yanlış ve ahlaksız döneme tahammülü kalmayışındandır.
"Bu Dünya bir penceredir, her gelen baktı geçti" ve ölmeden önce söylenen "ben insandım." cümleleri okuyucuyu hikayenin içinde ruhsal dolaşıma sürüklüyor.

Zülfü Livaneli'nin Türk Edebiyatına kazandırdığı romanı okuduktan sonra da linke göz atabilirsiniz.

Arka Kapak

Merhamet zulmün merhemi olamaz!
İstanbul’un kargaşası içinde sıradan bir yaşam süren İbrahim, çocukluk arkadaşı Hüseyin’in ölüm haberi üzerine doğduğu kadim kent Mardin’e gider. Onun, önce sevdaya sonra ölüme yazılmış, Mardin’de başlayıp Amerika’da sona ermiş hayatını araştırmaya koyulur. Böylece âdeta bir girdabın içine çekilir, tutkuyla ve hırsla gizemli bir kadının peşine düşer.

Harese nedir, bilir misin? Develerin çölde çok sevdiği bir diken var. Deve dikeni yedikçe ağzı kanar. Tuzlu kanın tadı dikeninkiyle karışınca bu, devenin daha çok hoşuna gider. Kanadıkça yer, bir türlü kendi kanına doyamaz… Ortadoğu’nun âdeti budur, tarih boyunca birbirini öldürür ama aslında kendini öldürdüğünü anlamaz. Kendi kanının tadından sarhoş olur.

Mardinli Hüseyin ile IŞİD zulmünü misliyle yaşamış Ezidi kızı Meleknaz’ın ve kelamın çocuklarının hikâyesi... Livaneli okuru, sevda ile acının iç içe geçtiği bir Ortadoğu gerçeğiyle buluşturuyor.