21 Haziran 2021 Pazartesi

Naturans Yeni Bir Ontolojiye Doğru

 

Muazzam bir felsefe kitabı, şiddetle tavsiye ediyorum.

Kitap, vardığımız yer, henüz başladığımız yerdir cümlesi ile tamamlanmaktadır.

Kitap, 25 bölüm boyunca, "ne vardır?" sorusunu, biz insanların "neye var deriz?" sorusuna indirgemeksizin, ve fakat ikinci sorunun bilincinden uzaklaşmadan yeni bir ontolojinin temel yönelişini göstermeye çalışmaktadır. Gerçekliği parçalamayan, birden çok gerçeklik arayışına yüz vermeyen, bir ve aynı gerçekliği insanın sözde tanrısal bakışıyla tüketmeyen gerçekçi ve düz bir ontolojiye neden gereksinim duyulduğunu açıklamaktadır. 

Etik ve politik olan Güç Ontolojisinin olanaklarıyla düşünmenin tam zamanıdır.

Arka Kapak

“Geometrik yöntemle değil aforizmayla, tanımlar ve aksiyomlarla değil felsefi denemelerle düşünen bir Spinozacının kitabı bu. Çetin Balanuye güncel felsefedeki ontolojiye dönüş eğilimini derinlemesine benimsiyor ve bir yandan bu eğilimin önde gelen figürleriyle (Harman, Ferraris, De Landa, Bryant), diğer yandan Yunan filozoflarıyla, Nietzsche’yle, Deleuze’le diyalog içinde kalarak Spinozacı bir güç ontolojisi öneriyor. Varlık felsefesine ilgi duyanların, ‘ne vardır?’ ve ‘biz neye var deriz?’ sorularını indirgemeciliğe düşmeden ortak bir çerçevede irdeleyen bu çalışmayı büyük bir zevkle okuyacaklarına eminim.”

Hakan Yücefer

“İlk Spinoza kitabı bir şerhti, ülkemizde eksikliği duyulan bir boşluğu titizlikle doldurmaya yönelik çabanın eseriydi. İkincisi, Spinoza’nın sevincinin, kendi yaşam serüvenlerimizle onu mukayese ederek kâh orada, teoride, kâh burada, pratikte ince hassasiyetlerle nasıl gösterilebileceğini ortaya koydu. Bu seferki başka değil, başkada devam eden... Etik ve politik olanı güç ontolojisinin olanaklarıyla düşünmeyi sürdüren Balanuye, bu sefer de heybesine Realizmin çağdaş versiyonlarıyla flörtünü kattı. Beni daha çok ilgilendiren, kattıklarıyla başlatabildiğinin, ontolojinin çağdaş zannedilen, fakat her daim göz ardı edilen, yirminci yüzyılın temel ontolojileriyle ilişkisinde bundan sonra nasıl tartışılacağıdır. Bunun temel felsefi güzergâhımız olduğunu düşünüyorum.”

Güçlü Ateşoğlu


“Çetin Balanuye, çağdaş felsefenin Yeni-Realist eğilimlerini çok yakından tanıyan bir düşünür. Bu akımlar üzerine çalışarak, Spinoza’nın zamana boyun eğmeyen düşüncesinden çağrışımlar taşıyan yeni bir ontoloji öneriyor. Kitap sizi huzurlu bir düşünme eylemine çağırıyor; öyle ki, bütün felsefe tarihi gözlerinizin önünden geçiyor.”

 Graham Harman

 

“Balanuye, felsefede yeni bir yol açıyor. Aynı anda hem en kadim hem de en önemli kalabilmeyi başaran bir yol: Gerçekliğin doğasına ilişkin tümüyle önyargısız ve bilgece bir kavrayış. Göz kamaştırıcı bir eser ve büyük bir filozofla karşı karşıyayız.”

Maurizio Ferraris

18 Haziran 2021 Cuma

Teknoloji ve İnsanın Geleceği

Kitap hayatına, modern teknolojinin riskleri üzerine basit bir monografi ile başlamış, fakat yayımcının diziyle ilgili düşüncesi değişince insanlığın teknoloji geleceğinin şekillenişinde siyasal içerme ve dışlama üzerine karmaşık bir mülahazaya dönüşmüş.

Kitap, 9 bölümden oluşmaktadır. Bölümler; teknolojinin gücü, risk ve sorumluluk, felaketlerin etik anatomisi, doğanın yeniden şekillendirilmesi, insanların kurcalanması, bilginin vahşi sınırları, bilgi kimin, mülkiyet kimin, geleceği kazanma iddiası, halk için icat.

Kurumsal eksikler, eşitsiz kaynaklar ve kayıtsız hikaye anlatıcılığı, teknoloji ile insani değerlerin kesişimi ve etkileşimi üzerine derinlemesine düşünüşü engellemeye devam etmektedir. Yeni olana bir hücum varken temkin ve önemi gözeten önemli bakış açıları da mevcuttur. 

Sonuç olarak, kitap, teknolojinin özgürleşme, yaratıcılık, güçlendirme yönünde taşıdığı potansiyel ya hayata geçmiyor ya da en iyi ihtimalle kötü dağılıyor sonucuna ulaşmaktadır.

Arka Kapak 
"İcatlarımız dünyayı değiştiriyor, icatlarımızla değişen dünya da bizleri." 

Sheila Jasanoff, Teknoloji ve İnsanın Geleceği kitabında söze böyle başlıyor. İlerleyen bölümlerde ise, bilgi teknolojilerinden gen araştırmalarına kadar uzanan alanda bir dizi vakayı anlaşılır ve çarpıcı bir bakışla okurun dikkatine sunuyor. Hem teknolojik sistemlerin karmaşıklığını hem de bu sistemleri denetleme iddiasında olan etik ve hukuki alanın belirsizliğini işaret eden, cevabı bir çırpıda verilemeyecek sorular soruyor. 

Jasanoff, teknolojinin politika ve ahlaktan bağımsız bir güç olduğu yönündeki varsayıma karşı çıkıyor. Teknoloji ve İnsanın Geleceği, sadece teknolojinin risklerini değil, bizatihi vaatlerini de değerlendirmek için kamusal demokratik alanın canlandırılması gerektiği konusunda kuvvetli bir sav oluşturuyor.

8 Haziran 2021 Salı

Sıfır Atık Ev

Daha sade, doğa dostu ve ekonomik bir yaşam için öneriler içeren kitap 11 bölümden oluşmaktadır.

Bölümler;

  1. Sıfır Atığın Faydaları
  2. Mutfak Alışverişi
  3. Kişisel Bakım ve Sağlık
  4. Yatak Odası ve Dolaplar
  5. Ev Temizliği ve Bakımı
  6. Çalışma Alanı
  7. Çocuklar ve Okul
  8. Özel Günler ve Hediyeler
  9. Evin Ötesinde
  10. Sorumluluk Alın
  11. Sıfır Atığın Geleceği
Yazar, dengeyi bulmak için reddet, azalt, yeniden kullan, dönüştür ve çürüt döngüsünü içeren beş basamaklı bir reçete sunmaktadır. İhtiyacın olmayanı REDDET, İhtiyacın Olanları ve Reddedemediklerini AZALT, Tükettiklerini, Reddedemediklerini ve Azaltamadıklarını YENİDEN KULLAN, Reddedemediğini, Azaltamadığını ve Yeniden Kullanamadığını GERİ DÖNÜŞTÜR, Kompostta ÇÜRÜT.

Geçmişi değiştiremeyiz ama geleceğe odaklanabiliriz. Sıfır atığın geleceği insanlığın davranışlarına bağlı. Gelecek nesillere sürdürülebilir bir gelecek kurmalarını sağlayacak bilgi ve beceriyi bırakabilmeliyiz. Mirasımızı, hepimiz daha az tüketip, daha az çalışıp, daha çok yaşayarak bizler oluşturacağız.

Bea Johnson, okuyucusunu şimdiye kadar öğrendiğimiz doğa dostu alternatiflerin ötesinde bilinçlendiriyor. Her yerde bulabileceğimiz atıksız ve sürdürülebilir kaynakları kullanarak nasıl daha sağlıklı ve zenginleşmiş bir yaşama ulaşabileceğimizi gösteriyor.

6 Haziran 2021 Pazar

Dijital Ruh

 

Edward Ashford Lee, Berkeley Üniversitesi’nde profesör.

Kitap, Yang ve Yin isimli iki bölümden oluşmaktadır. Yang içeriği; duvardaki gölgeler, doğa yasalarını icat etmek, şeylerin modelleri, donanım fanidir, yazılım dayanır, evrim ve devrim. Yin içeriği ise bilgi, yazılımın sınırları, ortak yaşam, determinizm (belirlenimcilik), olasılık ve olanak, son düşünceler. 

Yazar, kendini nerd olarak tanımlamaktadır. Nerd, teknik konulara, bilgisayarlara vb. aşırı ilgisi olan kimse anlamında kullanılmaktadır.

Kitaptan düşündüren notlar;

Mühendislikte bir model, o modele oldukça sadık bir uygulama bulabilirsek kullanışlıdır. Bilimsel bir model, doğanın bize sunduğu bir hedefe oldukça sadık ise kullanışlıdır. Bilim insanı, "Bu şey için bir model oluşturabilir miyim? diye sorar. Mühendis ise "Bu model için bir şey yapabilir miyim? diye sorar.

Yazılım, insan yaratıcılığı ve zanaatkârlığı için soyut bir ortam haline gelir ve kaynaklandığı fiziksel olgulardan daha çok bilişsel olgulara daha yakın bir benzerlik göstermeye başlar. Yazılım, sadece teknik değil, aynı zamanda kültürel, edebi ve sanatsal insan anlatımı için bir ortamdır.

Arka Kapak

Teknoloji geliştikçe insanların ona dair fikirleri de çeşitleniyor. Kimi algoritmaların her şeye hâkim olduğu bir gelecekten korkuyor, kimiyse o geleceğe olağanüstü bir coşkuyla yaklaşıyor ve fiziksel dünyadaki her şeyin aslında tamamen dijital bir hesaplama olduğunu söyleyecek kadar ileri gidiyor. Peki, gerçekte nedir teknoloji? Zaten var olan şeylerin keşfedilmesinden ibaret midir, yoksa buluşmalar mı var eder onu? Ne yöne doğru ve nasıl bir hızla ilerliyor? Mevcut hızıyla zaman içinde insana üstün gelebilir mi?

Dijital Ruh işte bu sorular etrafında inşa ediliyor. Yazar Edward Ashford Lee önce Platon’un felsefesine kadar geri gidiyor, teknolojinin insanlar tarafından keşfedilen Platonik İdeallerden oluştuğu düşüncesi ile yaratıcı bir süreç olduğu düşüncesini karşı karşıya getiriyor. Daha sonra insanlar ve makineler arasındaki rekabete odaklanıyor ve aslında böyle bir rekabet olmadığını, evrim sürecinden birlikte geçtiklerini iddia ediyor. Bir yin ve yang dengesiyle teknoloji tarihinin en alt basamağından en üst basamağına doğru tırmanarak okura adeta bir teknoloji felsefesi sunuyor.