15 Mayıs 2022 Pazar

Çalışılmayan Bir Dünya

Teknolojinin, özellikle de yapay zekanın çalışma ve toplum üzerindeki etkisini araştıran yazar, İngiltere Başbakanlık Strateji Biriminde danışman olarak görev yapmıştır.

Kitap, bağlam, tehdit, çözüm olmak üzere üç ana bölümden oluşmaktadır. Bağlam; gereksiz kaygılar tarihi, emek çağı, pragmatist devrim, makineleri hafife almak konularını, tehdit; görev gaspı, geçici teknolojik işsizlik, yapısal teknolojik işsizlik, teknoloji ve eşitsizlik konularını, çözüm ise; eğitim ve sınırları, büyük devlet, büyük teknoloji, anlam ve amaç konularını içermektedir.

Kitap, dijital teknolojiler ve yapay zekanın ekonomiyi ve işgücü piyasasını nasıl yeniden şekillendirdiğini, akıllı makinelerle nasıl bir arada yaşanabileceğini anlatmak için farklı bakış açıları ve bilimsel kanıtlar içermektedir.

Arka Kapak

“Merak uyandırıyor... Düşünmeye sevk ediyor... Geleceğin ekonomisi hakkında kafa yoran tüm başkan adaylarının mutlaka okuması gerek.”
―The New York Times Book Review

“Susskind okuyucuya teknolojik işsizlikle ilgili varsayımlar üzerinden yol gösteriyor. Tartışmaya girmek yerine açıklama yapıyor, akılcı bir yaklaşımla popüler ekonominin sesini yansıtıyor; bize neyin ne olduğunu anlatan zeki ve mantıklı bir ses.”
―The Guardian

“İkna edici ve aydınlatıcı... İşgücünün karşısındaki meselelere karmaşık ama anlaşılır, iyimser bir yaklaşım.”
―Kirkus Reviews


“Susskind’in kitabı tam zamanında yayınlandı, okumamak çok şey kaybettirir.”
―Booklist

1 Mayıs 2022 Pazar

Sanatla Direniş

John Berger hayranlığımı perçinleyen sanatın dehlizlerinden anlatımların yer aldığı bir kitap. 'Dünyanın Büyük Yenilgisine Karşı' bölümünün herkes tarafından özümsenmesi gerektiğini düşünüyorum. Sanat felsefesinin tüm bilimlerde var olması gerektiğini ve bağlantısallıkların kurulmasının önemini anlatan bir eser. 

Arka Kapak

“Günbegün bütün dünyada, medya ağı gerçeklerin yerine yalanları koyuyor. En başta siyasi ya da ideolojik yalanlar yok (onlar sonra geliyor), insan hayatının ve doğal hayatın aslında neden oluştuğuna dair görsel, somut yalanlar var. Bütün yalanlar tek bir devasa sahtekârlıkta toplanıyor: hayatın kendisinin bir meta olduğu ve onu satın almaya gücü yetenlerin, tanımı gereği onu hak edenler olduğu varsayımı! Çoğumuz bunun yanlış olduğunu biliyoruz ama bize gösterilenlerin pek azı direncimizi güçlendiriyor.” Berger’a göre sanat tam da bunu yapıyor, yani direncimizi güçlendiriyor. Sanat ve sanatçılar üzerine yazdığı samimi ve özgün denemelerden oluşan bu kitapta, sadece Michelangelo, Rembrandt, Degas, Van Gogh, Kahlo ve Brancusi gibi sanatçıların eserlerini değil, Fransa’daki on binlerce yıllık mağara resimlerini ve Mısır’daki Feyyum mumya portrelerini de ele alıyor Berger. Kitap ayrıca yazarın Subcomandante Marcos’la yazışmalarını ve kendi sunduğu bir radyo programının metnini de içeriyor. Bir bütün olarak bu derleme, sanatın insanın iç ve dış dünyası için, birey ve toplum için ne kadar vazgeçilmez ve sağaltıcı olduğunu hatırlatıyor bize. “Bugün, varolanı resmetmeye çalışmak umudu teşvik eden bir direniş eylemidir,” diyor Berger bir denemesinde. Bir diğerinde ise şöyle ekliyor: “Direniş eylemi, sadece bize sunulan dünya-resminin saçmalığını kabullenmeyi reddetmek değil, bu resmin geçersizliğini duyurmaktır. Cehennem içeriden geçersiz ilan edildiğinde, cehennemliği son bulur.”