29 Ağustos 2021 Pazar

Klara ile Güneş


Kazuo Ishiguro'nun Nobel ödülü aldıktan sonra yazdığı ilk kitabı Klara ile Güneş. Ütopya gibi kurgulanan romanın gelecek için uzgörüler içerdiğini ilk bölümden anlayabiliyorsunuz.

Keyifle okuduğum ve bilim-kurgu kategorisinden zihnimin ilgili bölgesine kaydettiğim bir kitap oldu.

Arka Kapak

"Güneş her zaman bize ulaşmanın yolunu bulur."

Günümüzün en büyük yazarlarından Kazuo Ishiguro, Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazandıktan sonra yayımlanan ilk romanı Klara ile Güneş'te, yeni teknolojilerin etkisiyle köklü değişimler geçirmiş bir toplumda yaşanan, sevgi, umut ve fedakârlığa dair unutulmaz bir hikâye anlatıyor.

Sıra dışı gözlem yeteneğine sahip bir yapay zekâ olan Klara, kendisi gibi "Yapay Arkadaş"ların satıldığı mağazadaki yerinden insanları izleyip dış dünyayı öğrenmeye çalışır, onu yeni evine götürecek o özel çocuğu sabırla bekler. O çocuk nihayet çıkageldiğinde, Klara kendini ezici kaygılar ve kırılgan umutlarla dolu bir dünyada bulacak, sarsılmaz bir adanmışlıkla bağlandığı Güneş'in yardımıyla bir mucizeyi gerçek kılmaya çalışırken insan denen canlıyı bütün zaafları ve çelişkileriyle tanıma fırsatı bulacaktır.

"Klara ile Güneş dingin duygusal yoğunluğu sayesinde Ishiguro'nun büyük bir düzyazı üslupçusu olarak yerini sağlamlaştırıyor." Evening Standard

"Beni Asla Bırakma'yı sevenlere göre bir roman: O kitabın DNA'sındaki duygusal açıklık, kendimizi dışarıdan görebilme niteliği ve insanlığa dair ‒tam olarak iyimser denemese de‒ şefkatli, dokunaklı ve hakiki bakış burada da mevcut." The Times

"[Kazuo Ishiguro] büyük bir duygusal güce sahip romanlarında, dünyayla bir bağlantımız olduğu yanılsamasının altında yatan dipsiz uçurumu açığa çıkardı."

4 Ağustos 2021 Çarşamba

Derinlikler

Farklı kurgusu ile ilk sayfalardan okuyucuyu cezbeden kitap, böyle bir metaforik kurgu ile daha önce karşılaşmadığınıza eminim. İnsanlar suyun altında nefes alabilir mi? Anne rahmindeki bir fetüs şüphesiz su ortamında yaşayabiliyor. Dünyanın tanık olduğu en vahşi kıyım sırasında, Amerika'ya taşınmak üzere gemilere bindirilen Afrikalı köleler arasında hamile olanlar hastalıklarından ya da fazladan yük görüldüklerinden denize atıldı. Binlercesi. Bebekler denizde doğsalar ve hayatta kalmak için hava solumaya hiç ihtiyaç duymasalar? Drexciyalılar, insanın aç gözlülüğü yüzünden yitip giden talihsizlerin suda evrim geçirmiş torunlarıysa? Böyle olduğunu kabul edelim; peki, Tanrı onları bize yol göstersinler diye mi yoksa içimize dehşet salsınlar diye mi kurtarmıştır? Kitapta yaratılan bu mitoloji okuyucuyu düşündüren bir deneyim yaşatmaktadır.

Kitabın teşekkür bölümündeki satırlar;
"Hayatın kaynağı okyanus, iyi ki varsın. Bizden önce yaşamış herkese hepimizin olabileceği kadar minnettarım. Uçsuz bucaksız insanlık tarihimize minnettarım; çünkü o, miras aldığımız her felakete karşılık zafer hikayeleri anlatabilecek kadar geniş ve çok sesli. Her şey sürekli değişiyor, o halde hiçbir şey için umut bitmemiştir. Gelgitlerin kayaları döven vuruşları onlara yeni biçimler veriyor, onları yumuşatıyor ve yeni topraklar yaratıyor." 

Arka Kapak

Hugo En İyi Kısa Roman Adayı
Nebula En İyi Kısa Roman Adayı
Locus En İyi Kısa Roman Adayı


“Tarih ile belleğin gerekliliği ve gücüne dair sağlam bir hikâye. Bu kitabı kaçırmayın.”

Ann Leckie

“Geçmişin örtüsünü kaldırmakla, dönüşmek ve keşfetmekle ilgili yürek parçalayıcı bir hayatta kalma hikâyesi. Okumalısınız.”

Martha Wells

Köle ticareti yapılan yıllarda gemilerden denize atılan Afrikalı kadınlardan doğan talihsiz nesiller, okyanusun derinliklerinde yeni, büyülü bir hayat kurar. Wajinrular adlı bu halk, geleceklerini inşa etmek için geçmişlerine sahip çıkmak ve orada yatan acıyı hatırlamak zorundadır. Hatırlama
görevi de bir “tarihçi” olan Yetu’nun omuzlarında bir yüktür. O, halkının geçmişte yaşadığı her şeyi, sanki kendi o esnada yaşıyormuşçasına hisseder. Bu kedere dayanmakta zorlanan Yetu, geçmişten ve hatırladıklarından uzaklaşmak isterken, bir yandan da yeni bir dünya keşfeder; hem uzak sularda hem de kendi derinliklerinde…

Son yılların en çok ses getiren fantastik kurgu yazarlarından olan Rivers Solomon, Amerikalı hip hop grubu Clipping’in bir şarkısından ilham alarak kaleme aldığı Derinlikler’de toplumsal eleştiri ile doğaüstü unsurları harmanlıyor. Tarih yazımı ile hikâye anlatıcılığının arasındaki bağları eşsiz
bir hayal gücüyle düğümlüyor.

“Canınız acıdığında bazen tek kaçış yolu başka bir acıdadır.”

“İşte muhtaç olduğumuz o tuhaf, güzel, dönüştürücü hikâye.”

Charlie Jane Anders

“Kuşaktan kuşağa geçen travmalar hakkında zeki ve sarsıcı bir roman.”

Carmen Maria Machado