28 Ocak 2024 Pazar

Acaip

Son zamanlarda karşıma sıklıkla çıkan 'Karşındaki kişiye olan sevgin, senin duygu, düşünce ve enerjinin türevidir.' sözünü pekiştiren bir aşk hikayesi okudum. Yazar sonsözünde "acayip" sözcüğünü "acaip" diye yazmasına izin veren Mustafa Çevikdoğan'a teşekkür ile kitabı bitiriyor.

Arka Kapak

Çünkü senin her şeyin bulaşıcıdır Güzin. Sen gülersen bakkal güler, taksici güler, elinde tavşan balonuyla yanından geçen çocuk güler, dilenci kadın güler, otobüsün camından yarı ölü yorgun yüzüyle dışarıyı izleyen dede güler, su güler, hava güler, kar güler, şehir güler, sokak güler. Sen üzüldün mü güneş bile çıkmaz. Yağmur yağar üç gün üst üste. Bulutlar bırakmaz güneşi kendini göstersin. Sen acıktın mı aşevlerinin önü, lokantaların kapısı, köftecilerin arabaları kuyruk olur. Sen şaşırırsan Güneş tutulur, Ay tutulur, gökte milyarlarca yıldır dönenen onca cismin aklı karışır. Sen seversen senin sevgin tüm dünyaya yeter. Tüm dünyadan aynaya tutulmuş ışık gibi sana geri döner.

Uzun yıllardır okumaya hasret kaldığımız türde sıcak bir aşk hikâyesi, dünyanın farklı coğrafyalarından gelmiş, birbirinden garip insanların esrarengiz hikâyeleriyle buluşuyor. Karanlık denizler, ürkütücü maceralar, mitolojik figürler, korkunç mahluklar… Hepsi birbirinden “acaip” bu hikâyeler, Ankara’nın en karanlık tarafında kalan karanlık olaylara karışıyor, içinde ne işler çevrildiğini anlayamadığımız bir çeviri bürosunda Samim ile Güzin’in sonsuz aşkına çevre oluyor.

Mahir Ünsal Eriş, serinin ilk kitabı Gaip’te araladığı sır perdesinin ardından Acaip’le ilerliyor.

14 Ocak 2024 Pazar

Neden Bu Kadar Yeteneksiz Erkek Lider Oluyor?

Kitap, toplumsal cinsiyet dengeli bir liderlik temsilini destekleyen bilimsel kanıtlara büyük dikkat göstermiş olmasına rağmen, kuruluşların kültürünü ve normlarını belirleyen önyargılar ve klişeler, bu tür kanıtlara hiç şüphesiz fazlasıyla bağdaşıktır. En ikna edici bilimsel kanıtlar bile, alternatif bir gerçeklik yaratma gücüne sahip olduğunda, algıların gücüyle örtülecektir. Yazar, bu konuda alınacak daha çok yol olduğunu ifade ediyor. The Economist verilerine göre, 104 kadar ülke halen kadınları belirli işlerden açıkça alıkoyan iş kanunlarına sahip. Dünya Ekonomik Forumu, maaş artışı oranında, kadınlar ile erkekler arasında küresel maaş eşitliğinin elde edilmesi için 217 yıl daha beklemek zorunda olduğumuzu tahmin ediyor. Daha iyi, daha etkili kuruluşlar ve toplumlar için, öncelikle liderlerin kalitesinin iyileştirilmesi gerekmektedir.

Arka Kapak

Hepimiz biliyoruz ki göz önünde kıdemli sadece birkaç kadın lider var ve kadınların ilerlemesinin önündeki engeller olabildiğince can sıkıcı. Peki ya bu durum kadınların yetersiz olmasından değil de yeteneksiz erkeklerin nitelikli sayılması sebebiyle ortaya çıkıyorsa?
Tomas Chamorro-Premuzic Neden Bu kadar Yeteneksiz Erkek Lider Oluyor?’da günümüz liderlik algısını hem yapılan onlarca deney hem de gerçek örnekler üzerinden ele alıyor.

Bugün için olmazsa olmaz liderlik vasıfları olarak görülen özelliklerin aslına bakılırsa yönetim sahası için zararlı olduğunu ortaya koyuyor.
Kitap boyunca narsizm, psikopati, kendine aşırı güven gibi liderler için tercih sebebi sayılan özelliklerin birer mental rahatsızlık olduğunu, her halükarda kuruluşlar için zarar verici olduğunu ve liderlerin bu gibi özelliklerdense diğerkâmlık, empati ve özveri gibi nitelikleri haiz olması gerektiğini değerlendiriyor. Kadınların lider olabilmelerinin yolunda bulunan engellerin bilhassa erkeklerin toksik davranışları üzerinden belirlenen liderlik normları olması çeşitli yönleriyle irdeleniyor.

Tomas Chamorro-Premuzic bu kitapla şu sorulara cevap arıyor:
İnsanları (özellikle de erkekleri) liderlik rollerine aday gösteren ancak sonrasında bu rollerde bulunanlar için eleştiri sebebi olan nitelikleri nelerdir?

Liderleri (kadın veya erkek) gerçekten yeterli kılan nitelikleri .
Nasıl daha yetenekli liderler seçilebilir?
Terfi ettirmeden önce yeteneksiz liderleri nasıl tespit edebilirsiniz?
Liderlik için hangisi daha önemli: IQ mu EQ mu?

7 Ocak 2024 Pazar

Salgının Seyir Defteri - Bir Enfeksiyon Hekiminin Salgın Günlüğü

Tıbbi detayların yer almadığı, yazarın güncesi niteliğinde, pandemi günlerini unutturmayacak bir iz bırakan kitap. Kendi yaşanmışlıklarımla birlikte son zamanlarda sıkça tekrarladığım "Hiçbir şey göründüğü gibi değildir." cümlesinin de kanıtı niteliğinde...

Arka Kapak

Bir enfeksiyon uzmanı hekim, bir kamu entelektüeli ve nesnel gerçekliğin dinamizmini her türden önyargı, boş inanç ve popülizmden bağımsız kavrama çabası gösteren Esin Davutoğlu Şenol, bu kez, salgınla karşılaşmasını hızla direnişe çevirmeyi başarmış bir yazar olarak karşımızda.
Bu kitap yalnızca bilgece tutulmuş bir “pandemi günlüğü” değil, gerçekliğin içinde ve aracılığıyla, diğer tüm var olanlar arasında bir varlık olarak insan olmak, etkileşmek, dayanıklı bir varoluş için çabalamak, kavramak, direnmek ve tahammül etmek üzerine özenle hazırlanmış edebi denemeler bütünü. Şenol, salgının ilk gününden günümüze gelinceye dek deneyimlenenleri felsefi, edebi, bilimsel, etik ve politik pasajlarla zenginleştiriyor. Böylece, çok azımızın haberdar olduğu enfeksiyon bilimindeki "nesnel bilimsel perspektifi" pek çoğumuza tanıdık gelecek "amatör bir yaşama telaşıyla" bir arada ele alıyor. Her açıdan özel bir kitap.
-Çetin Balanuye, Yazar

1 Ocak 2024 Pazartesi

Tanrılar Okulu

Yıllar önce kitaplığıma eklediğim, ara ara okuduğum, 2023 Aralık ayında elime daha çok aldığım ve okumaya devam ettiğim, yılın ilk gününde de tamamladığım, öğretilerle dolu bir kitap. Öğretilere mutlak katılıp/katılmama, inanıp/inanmama konusunda antitezlerim olsa da kendini keşfetmek isteyen, tamamlanmak isteyen ve bütünlüğün içindeki var oluşunu yazarın imgeleri ile değerlendirmek isteyenlere önerebilirim. 

Arka Kapak

Düşlediği hiçbir şeyin gerçekleşmediğinden yakınanlardan mısınız? Belki de tek gereken şey bir miktar bakış açısı değişikliğidir? Tanrılar Okulu'nun yazarı Stefano D'Anna, "Düş ve gerçeklik aynı şeydir." diyor. Belki de düşlerin gerçekleşmesi için sadece biraz zamana ihtiyaç vardır. Düşlemekten korkmayanlar arasına girmek istiyorsanız Tanrılar Okulu tam aradığınız kitap! Gelin, değişimin patikalarını birlikte keşfedelim.

"Tanrılar Okulu" adlı kitabı neden okumalısınız?

Tanrılar Okulu, sadece onu dinlemeye hazır olduğunuzda sizi bulan kitaplardan. Daha ilk satırlarında okuru derinden sarsmayı başararak kendine bağlıyor. Bu kitap sadece hayalperestlere hitap etmiyor, aynı zamanda okuyucuyu eyleme çağırıyor. Stefano D'Anna, düşlemenin bir eylem biçimi olduğundan ve insanın kendini düşlerinden hareketle yeniden yaratabileceğinden bahsediyor. Hayat dediğimiz kitabın, yazarının da kahramanının da insanın kendisi olduğunu savunuyor. Hepimizi kendi hayatımızın Tanrısı ilan ediyor. Dolayısıyla hayatı cehenneme çevirmek de cenneti yaratmak da Tanrılar olarak bizim elimizde. Tanrılar Okulu, yenilmiş sıradan bir adam olan D'Anna'nın, Dreamer karakteriyle karşılaşmasını ve onun düşüncelerinden etkilenerek yeniden doğuşunu konu ediniyor. Aynı zamanda bir ekonomist olan D'Anna, antik öğretileri yeni bir çerçeveden Dreamer'ın sözleri aracılığıyla ele alıyor. İyi bir hayat yaşamanın hepimizin hakkı olduğunu ve düşlemeye devam ettikçe gerçekliğin bize eşlik edeceğini söylüyor. D'Anna ısrarla, "Düşlerini gerçekleştirmek için neler yapıyorsun?" sorusunu soruyor ve bizi harekete geçmekten alıkoyan tek şeyin korkularımız olduğunu yüzümüze vuruyor. Geleceğin bize korku verdiğini ve geçmişin pişmanlıklarla dolu olduğunu, oysa sahip olduğumuz tek şeyin şu an olduğunu ifade ediyor. D'Anna bizi eylemeye, değişmeye ve kendimizle birlikte dünyayı da değiştirmeye çağırıyor.

Bunları biliyor muydunuz?

Tanrılar Okulu kitabının Londra merkezli European School of Economics okullarında ders notu olarak okutulduğunu biliyor muydunuz? Ekonomist ve sosyolog yazar Stefano D'Anna'nın en büyük düşü bireysel devrimi hedefleyen bir okul kurmaktır ve bu düşüne erişmeyi başarır. Rektörü olduğu European School of Economics okullarının ABD ve İtalya'daki şubelerini sık sık ziyaret eder ve buralarda dersler verir. Tanrılar Okulu, öğrencilerine okuttuğu kitaplardan biridir. D'Anna'nın kaleme aldığı ve 474 sayfadan oluşan Tanrılar Okulu, Türkiye'de Sinedie Yayınları etiketiyle yaptığı ilk baskısından itibaren yerli okur tarafından da çok sevilir. Dünyada ve ülkemizde ün kazanan Stefano D'Anna pek çok konferans gerçekleştirir ve üniversitelerde söyleşiye davet edilir.