21 Ağustos 2018 Salı

Unutursun

İclal Aydın romanlarına karşı uzun yıllardır ilgim olduğu ve okumak için can attığım doğrudur. Unutursun'da bana hediye gelen hatta 'kitap hediye günü' vesilesiyle mutluluğumu taçlandıran bir roman oldu. Her zamanki gibi roman kahramanlarını bir solukta takip ettiğim ve kurgusuyla kendini kısa bir süre içerisinde okutarak beni şaşırtmadı. Herkesin iyi, kötü tüm anılarını yazarak ve/veya tasvir ederek kağıda, deftere, zihnine kaydettiği 'unutma defterleri/sayfaları/tabloları/hatıraları' olmasını dilerim...

Arka Kapak


Bütün hayatlar birbirine çıkar. Büyük bir şehrin kimi sahile kimi yokuşa çıkan yolları gibidir ömürler. Bizi birbirimize düğümleyen yollar, derken tam da bunu söyler Gavras Bey. Göçler, idamlar, istifalar, muhtıralar, öğrenci olayları, uçak kazaları, tanklar, yanılgılar, fedakârlıklar ve şarkılar içinde geçen bir yüzyılın  Türkiyesi’nde, bir göçe direnen köklerin, ayrılığın, yoksulluğun, ölümün, direncin hikâyesini hatırlatıyor Unutursun. Hacı Gavras Karamanlı, Unutursun’un en uzun yaşayan kahramanı. Hayatının tüm dönemeçleri Bir Cihan Kafes’ten tanıdığımız ve hikâyeleri henüz bitmemiş bir ailenin üç kuşak kadınına çıkıyor. Birlikte geçirdikleri bir ömür içinde birbirleriyle kucaklaşamamış Samire, Yaşar ve Lorin’i ölümüyle kavuşturan bu yabancı kim?

Unutursun, aşk için giden, kalan ve ölenin hikâyesi biraz da...

İstanbul’un son gayrimüslimleri, esnaf dostları Aşkale’ye gitmesin diye vergi borcunu ödemek için para toplayan Müslüman komşular, asılan bir başvekilin güçlü karısı, müge çiçekleriyle bezeli altmışlı yılların Ankarası’nı yasa boğan uçak kazası, savaşlardan sağ çıkmış sıhhiyecilerin yorgunluğu, Kapadokya’nın yer altı kentleri, karlı Berlin, ana kucağı Ihlara, tangolar, ağıtlar ve elbette bir esinti gibi geçip giden Nariye’nin şarkısı... Hepsi birer yağmur damlası bu hikâyede. Hasan Dağı’nın ardında yaşananlar unutulmasın diye.

 Kimi bir madalya gibi taşır yara izini... Kimi de teninde yeni yaralar açarsa, eskisini unutup herkese unutturabileceğini düşünür. Oysa zaman her işi tek hamlede yapabilen büyük  bir kahraman.
Ve hepimizin kalbinde kapağı ölene dek açık kalan bir “unutma! defteri” var.

12 Ağustos 2018 Pazar

Babam Beni Şahdamarımdan Öptü

Ozan Önen'le bana hediye gelen kitabı ile tanıştım. Kitabın ilk sayfalarında dikkatimi ilk çeken "Güzel uyandırılmak insan hakkıdır, yazın bir kenara cümlesi." beni etkiledi...
Babam beni şahdamarımdan öptü yazarın ilk kitabı, yazar ve yazıları hakkında kendi kaleminden bilgi edinmek için kişisel web sayfasını ziyaret edebilirsiniz.

Arka Kapak
Tekneleri ve yıldızları memleketi olarak görenler, ıssız yerlerde kendisi için evren olanlar, beklentisiz ve vaatsiz sevenler, yargılamadan-yadırgamadan dinleyenler, “Seni seviyorum”a karşılık “Ben de seni” demek istemeyip alternatif “Ben de seni”ler üretenler...
Islak iskele kokusunu sevmeler,
bir şeyler, bir şeyler...